13 Ekim 2009 Salı

ein neuer Anfang :)


Uff çok dertliyim bilog. Audimi hala almadılar. Okula otobüsle gitmek zorunda kalıyorum. Sabah sabah sıkış tepiş insan dolu bi araçta yolculuk yapmak ne kadar sinir bozucu anlatamam. Babam sözünü bir an önce yerine getirir umarım. Yoksa bir sinir krizi daha geçiricem. Zaten derslerim de acayip ağır. Makrodan nefret ediyorum mesela. Sosyal Bilimin İlkeleri çok zorlayacağa benziyor. Daha ilk haftadan ödevleri yığdı hoca. 3. haftaya giriyoruz hala alışamadım. Nasıl geçicem bu dersten bilmiyorum :(

Derslerim o kadar yoğun ki haftaiçi limonla zor görüşür oldum. Geçen hafta hiç görüşemedik mesela. Pazar günü buluştuk dediğim gibi. Krizimi sordu neden öyle oldun aşkım dedi. Bilmiyorum, sanırım okul stresi fazla geldi dedim ama inanmadı pek. Kafamda kurduğum saçma şeylerden söz etmedim ona. Geçti gitti aşkım unutalım dedim. Yeni bir başlangıç yapmış gibi hissettim. Bamyanın lafını bile etmedim. Onun yüzünden olduğunu düşünmesini istemem. Zaten haftaiçi sürekli onunlaydı. Bunu düşünmek bile tüylerimi diken diken ediyor. Limonlayken kimbilir neler geçiyor o fındık beyninden! Neyse bunu düşünmicem demiştim.

Babama audi için baskılarımı sürdürcem. Pes etmicem. Haftasonu da Almanca kursum var zaten. Bari ona arabamla gideyim diyorum. Hem önceden de dediğim gibi arabam olursa limonumu görmeye daha sık gidebilirim :) Şimdilik bu kadar bilog.


Auf wiedersehen!

4 Ekim 2009 Pazar

paranoia?.. :s

Neredeyse 3 haftadır yazmadım, yazamadım. çok kötü şeyler oldu bilog. psikolojim altüst oldu. kriz geçirdim. babam durumun ciddiyetini anladı ve beni Alaçatı'daki babannemin yanına yolladı kendime gelmem için. 5 gündür orada kalıyordum, derslerimi kaçırdım, ama zaten bu halde yoğunlaşamazdım. bayram haftası her şey çok güzeldi. Limonla birlikte Kuşadası'na gittik tatil için. Bamyanın ısrarlarına rağmen onunla değil benimle geçirmişti tüm haftayı. okulun başladığı hafta da ders çıkışlarında görüşüyorduk. tam Kuşadası'nda yaptıklarımızı buraya yazıcaktım ki haftasonu ilginç bir şey oldu.

Sinemaya gitmeyi planlamıştık ama limon bamya ile sunum hazırlaması gerektiğini söyledi ve haftasonunu onlarda geçirdi. Pazartesi ders çıkışında bamyanın arabasıyla beni almaya geldiler. o çocuğu görmeye bile dayanamadığımı bildiği halde onun arabasına binebileceğimi düşünmüştü. ama yanılıyordu. istemediğimi söyledim. tek başına gel dedim ama dinlemedi. o benim arkadaşım iyi anlaşmanızı istiyorum dedi. neyse işte geldiler bamyanın arabasıyla. Bamyayı birkaç kez görmüştüm. onlarda da beni sinir etmişti zaten. laf sokup duruyordu hep. ama bu sefer öyle değildi. samimi bir şekilde gülümsedi beni görünce, şaşırdım. ama asıl şoku bana yaklaşınca yaşadım. parfümü… tanıdıktı. çok tanıdık. o an öyle bir şey oldu ki o hissi anlatamam yani. böyle bir anda tüyleriniz diken diken olur, vücudunuz titremeye başlar, öyle bir şeydi. o anın şokuyla gülme ve ağlamayla karışık bir krize girdim. kafamda sahneler canlanıyordu. Limon ve bamya! haftasonu da birliktelerdi! normalde limonun asla öyle bir şey yapmayacağını biliyordum ama o an mantığım devre dışı kaldı. Limon hemen yanıma koştu sarıldı ne olduğunu sordu. hemen ittim onu. bağırarak ikisini de görmek istemediğimi söyledim. elim ayağım titriyordu. beni arabaya bindirdiler. deniz kenarına götürelim rahatlasın dedi bamya. ama onun sesi bile yeterince sinirimi bozmuştu. inmek istediğimi söyledim. hala bağırıyordum. Limon çok korkmuştu. arabayı durdurup beni indirdiler. Limon bamyaya kolonya bulmasını söyledi, istemiyorum diye bağırdım. gözlerim kararır gibi oldu bir an. eve götürün beni dedim. yine arabaya bindik. yol boyunca yarı baygındım adeta. eve nasıl geldim hatırlamıyorum. annem ne olduğunu sordu, bilmiyoruz birden kriz geçirdi dediler. hazır araba varken doktora götürelim dedi annem. istemiyorum diye bağırdım yine. koşarak odama gittim, kapımı kilitledim. annem konuşmak istedi cevap vermedim. Limonlar yarım saat bekledikten sonra gittiler. sonra açtım kapımı. suratım şişmişti. annem beni öyle görünce çok korktu. doktora gidelim mi dedi. hayır sadece kafamı boşaltmak istiyorum, çok kötüyüm dedim ve ona sarılarak yine ağlamaya başladım. akşam babam geldi. yemek yemediğimi, konuşmadığımı gördü. böyle durumlar için en iyi çözüm annemdir dedi. haftasonuna kadar onda kal, 4 gün de okula gitmeyiver, kafa dinle dedi. tamam dedim.

Salı günü babanneme götürdüler beni. akşam kalıp geri döndüler. babannem ve dedemle baş başa kalmıştım. sabahları dedemle balık tutmaya gittik. sonra babanneme bahçe işlerinde yardım ettim. babanneme her şeyimi anlatırım ben, iyi hissetmemi sağlar. bu durumu açık açık anlatamadım ama. erkek arkadaşımın yatağında başka bir erkeğin parfümü vardı mı diyecektim? işte tam onu düşünürken bir şey fark ettim. Bamya onlara geldiğinde yatağında yatmış olabilirdi, ona yatağını vermişti belki limon, arkadaşıydı ne de olsa. veya bamyanın parfümünü alıp sıkmış olamaz mı nasıl olsa o da erkek parfümü. ve ben kızarım diye babamın demiştir. zaten babannemde kaldığım süre boyunca yarım saatte bir mesaj attı. "benim yüzümdense çok özür dilerim, bamyayı getirmemeliydim, lütfen beni affet, seni seviyorum" gibi şeyler yazdı. milyon kez aradı ama açmadım. en son "istersen bamyayla tüm ilişkimi keserim, istediğin buysa yaparım" dedi. işte o an çok saçma şeyler düşünmüş olduğumu fark ettim. seviştiğim adamın başka bir erkekle ilişkisi olduğunu düşünmek ne salakçaydı! ama kriz geçirmiştim işte, elimde değildi. Alaçatı'nın havası da normal bir şekilde düşünmemi sağlamıştı zaten. Pazarı bekleyemeden cumartesi dönmeye karar verdim.

Bugün de limonumla buluşucaz. ona kurduğum saçma senaryodan söz etmek istemiyorum. nasıl düşünebildim öyle bir şey Allah’ım! Limon yani. beni seven, bana aşık olan adam. yattığım adam. imkansızdı yani bamya gibi olması. of iğrenç bir insanım ben! aşk insanı salak da yapıyor işte. ama her güzel şeyin bir zararı vardır dimi :) Limonumu nasıl özlemişim anlatamam. sabırsızlanıyorum onu görmek için. neyse ben hazırlanmaya başlayım.


Hoşçakal bilog :)

14 Eylül 2009 Pazartesi

perfect night :)

Dün limonun anne ve babasının evlilik yıldönümüydü ve kutlamak için Kuşadası’na gittiler. Limon da beni eve attı hemen dsjfks XD Okulda işlerimi hallettikten sonra Alsancak’ta buluşup bir şeyler içtik. Sonra da limonların evine gittik. Odasını temizlemiş toparlamış ben gelicem diye aşkım yaa :) Bide karpuzlu mum almış en sevdiğimden! Akşama kadar napıcaz diye düşünürken film izleyelim dedik. Hemen en sevdiğimiz filmlerden biri olan ps I love you’yu koydu. Her seferinde olduğu gibi yine ağladım izlerken ama yanımda limonun olduğunu bilmek yine gülümsetti :) Bir ara filmi unutup bakışmaya başladık. Ona “beni hiç bırakmıcaksın dimi?” diye sordum. Ellerimi ellerinin arasına aldı, dudağıma bir öpücük kondurdu ve “asla bebeğim!” dedi. İşte o an gözlerim doldu bilog. Nasıl aşığız birbirimize anlatamam. Hayatlarında aşk olmadan yaşayanlara acıyorum gerçekten. Böyle büyük bir mutluluktan yoksun bir hayat nasıl geçer? Limonun yanımda olduğu her saniye yaşadığımı hissediyorum. Her an değerli bizim için. Dün de bu değerli anları doya doya yaşadık zaten. Filmden sonra limonum o muhteşem sesiyle şarkı söyledi bana. Here comes the rain again çalmayı öğrenmiş benim için. Klasik gitarıyla çaldı, muhteşemdi :)

Hava iyice kararınca ışıkları söndürüp mumları yaktık ve yatağa oturduk. İlk tanıştığımız günden, utangaçlıklarımızdan filan bahsettik. Birbirimize bu derece bağlanabileceğimiz hiç aklıma gelmezdi dedim. Benim ilk gördüğüm andan beri aklımdaydı dedi :) Öyle işte ilk günlerimizden bahsettik. Sonra mumun kokusunu içime çekip “en sevdiğim mumu almışsın” dedim ve öptüm onu. Beni düşünerek bir şeyler alması çok hoşuma gitti. O da öpücüğüme karşılık olarak bana sıkıca sarıldı ve birlikte uzandık. İşte tam o sırada ilginç bir şey farkettim. Yastığında değişik bir erkek parfümü kokusu vardı. Onun parfümü olmadığından gayet emindim. Ama o an bunu düşünmemeye çalıştım. Ertesi sabah sormayı planladım çünkü anın büyüsünü bozmak istemiyordum. Bir kez daha öptü beni ve sonra… anlayın işte ihihi :)

Sabah kalktığımda limon yanımda yoktu. Mutfakta benim için kahvaltı masası hazırlıyordu. Kıyamam ya benden önce kalkıp uğraşmış dedim. Ben de yardımcı oldum tabi biraz. Sonra birlikte kahvaltı yaptık. O sırada parfümü sormak geldi aklıma. “Limonum, yastığında farklı bir parfüm kokusu vardı sanki ne demek oluyor bu?” diye sordum. Biraz şaşırdı gibi oldu, hemen cevap veremedi. Sonra “ya… babamın parfümü o benimki bitti onu kullanıyorum.” dedi. “hmm peki.” dedim ama o an beni almaya geldiğinde kendi parfümünün olduğu aklıma geldi. Hani bitmişti? O an daha fazla uzatmak istemedim ama dedikleri pek inandırıcı gelmedi açıkçası. Aklımda biri var ama bu ihtimali düşünmek bile istemiyorum bilog. Olamaz yani, imkansız. Eninde sonunda doğru açığa çıkar diyerek kendimi rahatlattım ve hazırlanıp evime doğru yola çıktım. Öğlen 3 gibi geldim eve ve hemen üzerimi değiştirip yatağıma uzandım. Gece 1 saat ya uyumuşuzdur ya uyumamışızdır, bu yüzden çok yorgundum. Akşam 8.30’a kadar filan uyudum. Sonra yemek yedim işte blog okudum bunları yazdım. Off o parfüm kokusu hala aklımda. Bakalım ne çıkıcak altından…

12 Eylül 2009 Cumartesi

arabasızlık... :(

Merhaba bilog. Uzun zamandır yazmıyorum çünkü sinirlerim çok bozuk. Babamla kavga ettik. Ehliyetim olmasına rağmen bana arabayı vermiyor! Pazartesi kayıt yaptırmaya gidicem ama arabasız nası giderim! Otobüs denen şeyden nefret ediyorum, tıklım tıklım insan dolu oluyor. Ben rahat yolculuk yapmayı severim. Ayrıca Almanca kursuna başlamayı düşünüyorum. Oraya da arabasız gidemem. Derste yorgun olmamam gerekiyor. Bana Audi a3’ümü hemen alsınlar :( Babam söz vermişti, daha ne kadar tutmayacak merak ediyorum. Audime sahip olunca limonumla da daha çok gezebilcez :)
Limon demişken, dersler başlıyor artık bamya denen topla daha çok görüşücek. Çok sinir oluyorum bilog. Bizim çıktığımızı bildiği halde yüzsüz yüzsüz yavşıyor limonuma. İşte sevgiliniz dünyanın en yakışıklı erkeklerinden biri olunca böyle oluyor. Erkekler bile hoşlanıyor ondan. Ama o sadece beni seviyor. Ben de onu. Kimselere bırakmam limonumu. Hele gaylere hiç bırakmam!

6 Eylül 2009 Pazar

kilo!!!!!

Limon yüzünden kilo aldım. Sayesinde 36 beden iken 38 bedene çıktım, Allah'ım bu ne büyük bir acı,pantolonlarım tam gelmiyor! Acilen rejime ve spora başlamalıyım. Ne zaman onunla olsam sürekli birşeyler yiyoruz.Lahmacun yedik bugün de. Ben 3 lahmacun yedim. İnternetten kalorisini öğrenince 1500 kaloriye eşitmiş 3 lahmacun! Hep Limon yüzünden! Zayıf kaldın iyice dedi, ne yapacağını şaşırdı!

2 Eylül 2009 Çarşamba

limon limon olalı böyle ilgi görmedi! XD


Limonum geri döndü İzmir'e, hasret giderdik sarışınımla. Bütüngün onla ilgilendim. Sanki yıllardır görüşmemişiz gibi iki dakika yalnız bırakmadım. Bu davraşınım limonumun aklına yeni Cappy limonata reklamını getirdi. Limon olalı böyle ilgi görmedim ben dedi XD Yerim onu! Zaten yemek yedik bol bol. Kilo aldıracak bana bu Limon... 36 bedendim, onun yüzünden 38 e çıktım, nasıl üzüldüm bir bilseniz... Daha geçen hafta yemek yiyemeyen ben, iki akşam boyunca çooook yemek yedim Limonumla... O benim zeytinyağlı yemeklerimin Limonu, ekşisi, tatlısı. :)

31 Ağustos 2009 Pazartesi

az kaldııı!

Limon'um bu akşam dönüyor! Onsuz 5 gün boyunca bitkisel hayattaydım, yemek yiyemedim 5 gün boyunca üzüntümden oruç tuttum, madem aç kalıyorum sevap olsun diye...
Bugün dönüyor diye en sevdiği yemeği yapacağım ona. Pırasayı çok sever, yarın bize gelecek, yemeği hazır olacak Limon'umun :)
Bu akşama aileme sürpriz olsun diye iftar için çorba ve karnıbahar yemeği hazırladım. Artık evin aşçısı benim okullar açılana kadar :) boş zamanım olduğundan yemek yapıyorum.
Ama limon... Nasıl özledim bir bilseniz. O gelince kilo almaya başlayacağım, yine yiyeceğiz herşeyi silip süpüreceğiz. Bu 5 günün hakkını vericem ben.
Yola çıkmışlar, az önce aradı canım benim.